Binlerce kişinin sofrasında bir lokma ekmek olmaktı umut. Dünya’da açlık ve kıtlıkla mücadele eden bölgelere yardım eli olmak, paylaşmanın en güzel örneğidir. Dinimizin en güzel ibadetlerinin başında elinde olanı paylaşmak gelir. Bu ibadeti, yoksullukla mücadele eden toplumlarla yapmak en kıymetli, en makbulüdür. Bizler de Regaib Kandili münasebetiyle, mazlumlara ümmet sofrası kurarak, onlara umut olduk.
Ümmet Sofrası Nedir?
Toplumun her kesiminden insanla aynı sofraya oturulmasıdır ümmet sofrası. Öyle ki yoksul ile zenginin, siyah ile beyazın, yaşlı ile gencin aynı bilinçle, aynı sofra etrafında toplanması dinimizce en kıymetli ibadetlerdendir. Sadece yemeğin değil, din kardeşlerimizle aynı sofranın etrafında hemhal olmaktır bu sofralar.
Farklı dilde olsa da, din kardeşlerimizle anlaşmanın en güzel hali aynı sofranın etrafında toplanmaktır. Hadis-i şerifte belirtildiği üzere; “Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun” buyurulmuştur. Mütevaziliğiyle bilinen ümmet sofrası ile kardeşlerimizle buluşuyoruz. Dünya’nın pek çok noktasında, sağlıklı ve nitelikli yiyeceğe ulaşmakta güçlük çeken toplumlar vardır. Bu kişilere ulaşmak, sofralarında aş olmak, umut olmak ise Allah’ın bizlere bahşettiği en güzel lütuftur.
Ümmet Sofrası Nerede Kurulur?
Mis Darüsselam İlim Kültür Eğitim ve Sosyal Yardım Derneği (MİSDARDER) olarak, Afrika’dan Asya’ya kadar tüm mazlum coğrafyalarda kurmaktır amacımız ümmet soframızı. Dünyanın pek çok bölgesinde açlık ve kıtlıkla mücadele eden toplumlar vardır.
Bu toplumlarda gıda ihtiyacını karşılamak temel önceliğimiz olup, tüm İslam coğrafyasında ümmet sofraları kurmayı hedefliyoruz. Bu amaç doğrultusunda kuracağımız ümmet sofraları ile İslam kardeşliğini her an hissedecek ve kilometrelerce uzaklardaki heyecanı birlikte paylaşacağız.
Ümmet Sofralarında Nasıl Yer Alabilirim?
MİSDARDER olarak bizlerle iletişime geçerek, ümmet sofralarımızda yerinizi alabilirsiniz. Küçük meblağ bağışlarınız ile de kardeşlerimizin bir öğün yemeğini karşılayabilirsiniz. Yemek bağışında bulunmak ile ilgili hadis-i şeriflerin bazıları şu şekildedir;
“Allah-u Teâla kıyamet gününde kişiye: Ey Ademoğlu! Acıkmıştım, bana yemek yedirmedin”der. Kişi: “Sen alemlerin Rabbisin, ben sana nasıl yemek yedirebilirdim?” deyince, Allahu Teâla(c.c): “Din kardeşin acıkmıştı, ona yemek yedirseydin, bana yedirmiş gibi olurdun” buyurur. (Müslim, Sahih, Birr:23, no:6721, 8/13)
“Cennette bir takım köşkler vardır. Dışları içlerinden ve içleri de dışlarından görünmektedir. Bu köşkler yumuşak konuşan, Allah için yediren ve halk uykuda olduğu zaman kalkıp namaz kılanlar içindir.” (Tirmizi, Sünen, Sıfatü’l-cenn:3, no:2527, 4/673)